Derslik sayısı tam gün eğitime geçiş için yeterli mi?



Tam gün eğitime okullarımız ne kadar hazırlıklı? Milli Eğitim Bakanı 2019'un sonunda tüm okullarda tam gün eğitime geçileceğini ve 11 bin dersliğe ihtiyaç olduğunu açıkladı. Ancak sendikalara göre daha fazla derslik gerekiyor. Yoksa sınıf mevcutları artacak, disiplin zorlaşak, norm kadro fazlası öğretmenlerin sayısı artacak.

Başbakan Binali Yıldırım, 2016'da "2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz, tekli eğitime geçeceğiz. Öğrenciler tam gün okuyacaklar" demişti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yayınladığı 2018 Yılı Performans Programı'nda da Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) başlığı altında "Kalabalık ve birleştirilmiş sınıf ile ikili eğitim uygulamaları azaltılacak" ifadesine yer verildi.

Rapora göre tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesi için yeter sayıda derslik inşasına devam edilecek. Bakanlığın ikili eğitimi sonlandırmak amacıyla eğitim tesisi yapım işi kapsamında Temel Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okul yapımı için 1 milyar 191 milyon TL, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okul yapımı için 787 milyon 121 bin TL kaynak ihtiyacı var.

Bu programa göre 2018-2019'da tam gün eğitime geçilmesi gerekiyor. Ancak Türkiye genelinde halen 11 bin derslik açığı var.

'Kaynak sorunu yok'

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yaptığı her konuşmada Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatıyla ikili eğitimi 2019'un sonuna kadar kaldıracaklarına yönelik açıklamada bulunuyor. Türkiye genelinde derslik başına düşen öğrenci sayısını 36'dan 24'e düşürdüklerinin altını çizen Yılmaz, "Öğrencileri arka arkaya, birleştirilmiş derslerde sabahın kör karanlığında okula gitmekten kurtardık ve öğleden sonra gelenler için de akşamın kış dönemlerinde, biraz da gece karanlığında eve gelmekten kurtardık" dedi.

En büyük yatırımı eğitime yaptıklarının altını çizen Yılmaz, 2018'de bütçeden 134 milyar 727 milyon TL'yi eğitime ayırdıklarını, bunun toplam bütçenin yüzde 18'inden fazla olduğunu vurguladı. Milli gelirin yüzde 6,2'sinden fazlasının yine eğitime ayrıldığını belirten Yılmaz, bu bütçeyle toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim öğretimi yerine getirdiklerini, bugün 65 bin üzerindeki okulda 1 milyondan fazla öğretmenle 18 milyona yakın öğrenciye eğitim verdiklerini dile getirdi.

İkili eğitime geçişte kaynak problemi olmadığını belirten Yılmaz, "Ancak bazı yerlerde arsa problemimiz oluyor. Arsayı da Ankara'dan gönderemiyoruz. Kalkınma Bakanımızın desteğiyle kamu kuruluşlarının kullanmadığı veya kullansa bile eğitimden daha önemli bir konu yok. Türkiye'nin önceliği eğitim. Eğer iyi giderse, her alan iyi gider" diye konuştu.

İstanbul'da çok zor

Derslik başına düşen öğrenci sayısının kaliteli eğitim için önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, 282 bin yeni derslik yaptıklarını söyledi. İkili eğitime son vermek için Türkiye'de 58 bin derslik ihtiyacının olduğunu ve 47 bin dersliğin yapımına başlanıldığını söyleyen Yılmaz, 11 bin derslik açığı olduğunu ve bunu da işbirlikleriyle yapacaklarını belirtti. Eğitime yaklaşık 64 milyar, İstanbul'da ise yaklaşık 9 milyar TL'lik yatırım yapıldığını söyleyen Yılmaz, "İkili eğitime son vermede en çok zorlanacağız il İstanbul" dedi.

Yılmaz, konuyla ilgili dünyadan şu örnekleri verdi: "Bugün Kore'de, Japonya'da, İngiltere'de derslik başına düşen öğrenci sayısı 17. Türkiye ortalamasında da söylediğim bu ülkelere göre çok çok iyi bir noktada."

Sendikalar ise MEB'in 2019'un sonuna kadar Türkiye genelinde tüm okullarda tekli eğitime geçme hedefinin mümkün olmadığına dikkat çekiyor. MEB'in birçok konuda plansız eğitim programları yaptığını kaydeden sendikaların tam gün eğitimle ilgili görüşleri şöyle:

'Yeni sorunlar yaratır'

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan: MEB'in açıkladığı veriler incelendiğinde ikili eğitim veren okulların kademelere göre oranları şöyle: Okul öncesi eğitim devlet okullarında yüzde 90, ilkokullarda yüzde 49, ortaokullarda yüzde 38, tüm okul türlerinde yüzde 34.

Bahsettikleri derslik sayısı üzerinden tam gün eğitime geçiş çok zor. Bu açılacak derslik sayısı okul öncesinde mi olacak, ilkokul, ortaokul, lisede mi? Bununla ilgili bir açıklama yok. İller arasındaki dağılım da belli değil. Genel ifadeler üzerinden tam gün eğitime geçilmesi mümkün değil. İllerin, bölgelerin gerçekliği, okul türleri ve öğrenim aşamaları üzerinden program oluşturulması gerekiyor.

Bazı iller üzerinden tam gün eğitime geçiyoruz denilerek bir süreç başlatıldı. Gerekli altyapı, okul, bina çalışmaları yapılmadı. Bu uygulama öğretmenlerin fiili sürgününe neden oldu. Çünkü ikili eğitimdeki öğretmen sayısı daha fazla olması gerekirken tam güne düşünce, öğretmen sayısı da yarı yarıya azaldı. Öğretmenlerin yarısı isteği dışında okullara gitmek zorunda kaldı. Öğrenciler açısından bakıldığında sınıf mevcutları arttı. Uygulama yeterli derslik yapılmazsa hem öğrenciyi hem de öğretmeni mağdur edecek. Laboratuvar, kütüphane, konferans salonu gibi ortak kullanım alanlarını derslik yaptılar. Bu da ayrı bir problem. Yeni bina mı yapıldı, ortak kullanım alanları mı derslik yapıldı, bu konuyla ilgili açıklama yok.

Tam gün eğitim, çocukların teneffüs sürelerinin uzun olması, derse hazır girmeleri açısından doğru bir yöntem. Ama doğru bir yöntemi plansız, yemek, ulaşım hakkı gibi altyapı koşulları oluşmadan uygulamak çok daha ciddi sorunlar ortaya çıkaracaktır.

Lise türleri sayıları zaten yetersiz olduğu için 1,5 milyon çocuk şu an örgün eğitimin dışında. Yeterli lise sayısı olmadığı için çocuklar Anadolu lisesine giremezse imam hatip ve meslek liselerini tercih etmek zorunda kalıyorlar. Bir yandan tam gün eğitime geçilecek deniliyor, bir yandan lisede var olan okul türleri üzerinden sayılar yeterli değil, öğrenci ihtiyacını karşılamıyor. Lisede tam gün eğitime geçişi bırakın ikili eğitim zorunlu hale gelebilir.

'Göç alan illerde mümkün değil'

Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım: 2002'den itibaren her yıl ve her Milli Eğitim Bakanı bir iki yıl sonrasını vadederek tam gün eğitime geçileceğini söylüyor. Bu kadar plandan ve stratejiden yoksun bir bakanlığın açıklamasına inanmamız mümkün değil. 2019'da tam gün eğitime birçok ilde geçilemez. Güney Doğu'da ve Suriyeli göçmenlerin yoğun olduğu illerde, uygulamanın gerçekleştirilmesi zor.

Türkiye genelindeki okullarda tam gün eğitim yapılabilecek bir uygulama ama bunun maliye, plan, strateji ayağı kesinlikle yok. Okul öncesi eğitim, henüz devlet okullarında yeterli değil. Bakanlık, hem okul öncesi eğitimi yüzde 100'e çekmek istiyor, hem de şu kadar sınıf olursa tekli eğitime geçeriz, diyor. Henüz Türkiye'de okuma çağındaki hem okul öncesi hem de ilkokul düzeyinde okullaştıramadığımız 100 binlerce çocuğumuz var. Bunlar ortadayken neye dayanarak tam gün eğitime geçilecek? Eğer "Çocuklar artık örgün eğitimden çıkıp açıköğretime geçiyor, okullardaki öğrenci sayımız azalıyor, o yüzden de mevcut bina sayımız yenilerini yapmasak da yeter" diye düşünüyorlarsa bu da eğitimin geldiği noktayı gösterir. Örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı her yıl artıyor.

Nerede yemek yiyecekler?

Tam gün eğitimde çocukların yemek ihtiyacı ortaya çıkacak. Çünkü okullarda yemekhane yok. Çocukların bu ihtiyacının giderilmesine yönelik bir çalışma da yok. Ekonomik durumu yeterli olmayan ailelerin çocuklarının tam gün eğitimli okullarda öğle arasında neyle besleneceğiyle ilgili bir açıklama da bulunmuyor. Bakanlığın açıklaması inandırıcı değil. Bir sınıfa 60-70 kişi koyarak tam gün eğitime geçtik deniliyorsa bunun bir anlamı yok. Mevcut sınıflarla uygulamaya geçilmesinin pedagojik ve bilimsel eğitim anlamında hiçbir anlamı da bulunmuyor. 2019'da tam gün eğitime geçmek göç veren illerde olabilir ama göç alan illerde mümkün değil.